28 Aralık 2007 Cuma

Süprizzzz sever misiniz?

Dün akşam doğumgünüm için eşimle öncelikle arkadaşımızın restaurantına gittik.Arkadaşlarımızda oradaydı.Yemek yedik,sohbet ettik.Saat 23,00 gibi pastam geldi,Fatih Ürek'in hadi hadi si ile birlikte.Gene dilek tuttum (yaşasın:)) ,gene üfledim mumları dileklerimin bir an evvel gerçekleşmesi dileğiyle.Sonra eşimin biraz acele ettiğini farkettim ama herhalde uykusu geldi diye düşündüm.Çünkü işi gereği dün arabayla 400 km yol yapmıştı.Sonra kalktık.Hatta kalkınca ''bir problem mi var'' diye sordum.Oda ''Yok ,yorgunum biraz'' dedi.Eve doğru yola çıktık.Ama nasıl hızlı araba kullanıyor.Ben yavaş yavaş diye bağıran bir tip.Evin yoluna girmeyince anladım ki doğumgünü kutlamalarımız henüz son bulmadı.Amcamlara gidiyorduk.Amcamlar,amcamın kızları,babam hepsi oradalar.Biraz oturduk.Işıklar söndü ve içerden üzerinde pembe simli gülleri olan karamelli bir pasta geldi.E ben gene dilek diledim ve mum üfledim.EE olmaz ki demeyin 30 yaşada bu yakışır.Sonra hediyelerim geldi.Ablam çok güzel kırık beyaz,simli triko bir elbise almış,eşim ise paketi açar açmaz çığlık attığım ve daha doğumgünüm sabahı bir kızın ayağında görüp rengini çok beğendiğim çizmeyle rengi aynı olan bir çizme.Çok sevindim,çok mutlu oldum.Dedim ya hediye almayı severim.Bugün de ayağımdalar:))İlk defa bir şeyi sonra giyerim demeden alındığı gün giydim.Hayat kısa neme lazım:)

27 Aralık 2007 Perşembe

Doğumgünüsü varmış bu kızın:)

İyi ki doğdum bennn.İyiki doğdum bennnn....
Yaşasın İyiki doğmuşum:)
Yoksa dünya bir parça eksik kalacakmış.Gerçekteeeennnn:)
Şükrediyorum Allah'ıma. Görüyorum,duyuyorum, yürüyorum , kokluyorum, ağlıyorum, gülüyorum , korkuyorum yani yaşıyorum kısaca. Ne mutlu bana.Daha ne ister aslında insan hayattan değil mi?(Hediyeler hariç ama:) )
Dün kızlarla buluştuk.Canım arkadaşım evinde ağırlamak istedi bizleri.Ne kadar itiraz etsemde dinlemedi.Ne hazırlıklar yapmış.Ama şansımıza elektrikler gitti gelmek bilmedi.Fırında börek bekler,elektrik gelsede pişsem ,kızların ağzına düşsem diye.Neyse aldık böreği evinde elektrik olan arkadaşa götürdük.O gelirken pişirip getirdi.Kısırlar,patates salataları, börekler , pastalar...İçtik,yedik,sohbet ettik anlayacağınız.Sonra yılbaşı hediyelerimizi verdik.Gecenin yıldızı ise süpriz doğumgünü pastasıydı, elleriyle yapmış canım arkadaşım.Süper görünümlü,zor kesimli.
Üfledik,hepimiz için dilekler diledik. Çook güzel hediyelerim oldu.İyi vakit geçirdik anlayacağınız.Ancak mide fesadı geçiriyordum eve geldiğimde.Yatmadan bir şişe soda içmek zorunda kaldım:)
Bu sene kocam başbaşa olmak istediği için birgün önce kutladık kızlarla.Bugün de kocamla kutlayacağız.Bakalım artık.
Kaç mı oldum ? 18 tabiikiii:) Yemediniz değil mi ? 30 oldum çaktırmayın bu arada :)

Not.Kullanılan resim http://www.flickr.com/ adlı siteden alınmıştır.

26 Aralık 2007 Çarşamba

Karalamaca

Bayramda Kayınvalidemler bizde idi.Onlarla bayram ziyaretlerimizi gerçekleştirdik.Evde misafir olması dinlenmeyi engelliyor.Şöyle bacaklarını uzatıp dinlenemiyorsun.En azından benim için öyle.
Kayınvalidemle aramızda hep bir mesafe var. Beni sever bilirim ama o mesafede hep korunur aramızda. Ben hala onlara X anne ,Y baba diyorum.İçimden sadece anne,baba demek gelmiyor. O zaman kendi annem ve babama haksızlık edecekmişim gibi geliyor.
Tek şikayetim çok sigara içmeleri.(Ben ara sıra, eşimse genellikle) sigara içiyoruz ama asla evde içmiyoruz.Onlar geldiği zaman evden içeri girer girmez sigara kokusu çok rahatsız ediyor.Ama o kadar kusur kadı kızında da olur diyerek konuyu tatlıya bağlıyorum.
Ama insanın içinde söyleyemediği şeylerin kalması insanı rahatsız ediyor.Kendi anneniz olsa kırıldığınızı,kızdığınızı,sinir olduğunuz bir davranışı yapmamasını söyleyebilirsiniz.Ama söyleyemiyorsunuz.İçinizde kalıyor.
Neyse tatil bitti.Ama arkasından hemen yeniyıl var.Tatil tatildir.Dinlence ,eğlence hepsi birarada oldu bu aralar.
Kızlarla buluşacağız bugün,onlara küçük üzerlerinde çiçek süslemesi olan bozuk para cüzdanı aldım.Yeniyıl hediyesi olarak.
Eşimede parfüm sipariş ettim,internet üzerinden ama hala gelmedi.Bakalım bekliyorum.
Param olduğu sürece hediye almayı seviyorum.Bana hediye alınmasını da:)
Doğumgünümde yakın:)

19 Aralık 2007 Çarşamba

Bayram



Ne kadar şeker bayramı olmasada.Bu sıkıntılı günlerde şeker yiyelim ağzımız tatlansın diyor, kazasız belasız ,şeker tadında bir bayram diliyorum.



Not.Resim www.masaustu-resimleri.com adlı siteden alınmıştır.

17 Aralık 2007 Pazartesi

Karmaşık Düşünceler Yumağı

Haber izlemek istemiyorum.Bu kadar acı olayların durmadan duygu sömürüsü yapılarak gözümüze gözümüze sokulduğu, inanılmaz zeka(!) seviyesine sahip insanların yaptığı akıl almaz olayların yeraldığı,entellektüel diye tabir edilen bilim insanlarımızın birbiriyle tartıştığı bu kendini haber sanan magazin asıllı programları ekranlarda görmek istemiyorum.
İkiyüzlü insanların program program gezip kendi reklamını yaptığı ,halka yakın ama son derece uzak insanlar topluluğu. Ne yapmalı ? Gençleri, çocukları hatta bebekleri nasıl televizyondan uzaklaştırmalı?Bilemiyorum.
Kitabı bırakın gazete bile okumayan bir nesil haline geldik.Televizyon seyretmek aklımızı başımızdan aldı.Televizyonsuz bir hayat düşünemiyoruz bile.
Geçenlerde 16 yaşındaki yeğenim ''neden kitap okumuyorsun?'' soruma,''Nasıl olsa filmi çekilir bir gün,ben de gider izlerim.Niye kendimi yorayım ki?'' diye cevap verdi.
Okumayan,üretmeyen daha doğrusu hiç bir şey yapmayan bir toplum haline geliyoruz.
Gerçi çocuklarımızı biraz da biz bu hale getiriyoruz galiba.Onları şımartarak,her istediklerini vererek,hatalarını anlamalarını sağlamayarak,yanlış yaptıklarında doğru yolu göstermeyerek,onları uyarmayarak,ceza vermeyerek...
Tek üzüntüm gençlerin geleceğini göz göre göre mahvetmelerini izlemek.
Gençler hayatta başarılı olmayı , televizyondaki magazin programları sayesinde , sadece iyi arabalara binmek, barlara , gece kulüplerine gitmek , sürekli sevgili değiştirmek(e tabii bunların birbirinden güzel olması lazım) , modayı takip etmek , bolcada içki içerek etrafa hava atmak olarak görüyorlar.
Düşünsenize eskiden sorulduğunda''doktor,öğretmen'' olacağım diyen çocuklar , şimdi '' şarkıcı , futbolcu'' olacağım diyor. Tabi ki şarkıcı ve ya futbolcu olmak kötü değil.Yanlış anlaşılmasın. Benim demek istediğim; yıllardır bu meslekler var zaten ,bu mesleklerin popülerliğini arttıran magazin programları , alınan ücretler.Kimse şarkıcı veya futbolcu olmak için de belli bir eğitimden geçmek gerektiği gerçeği ile ilgilenmiyor çoğu zaman.
Başka şekil aileler de var tabii.Şunu gibi mesela;
Bazen bakıyorum çevreme anne babalar hep bir koşuşturma içinde.Yok dersane,yok bale,yok basketbol yok tenis.Anneler babalar istiyor diye,çocuklar bazen sevmedikleri şeyleri yapıyorlar.Yanlış yönlendiriliyorlar.Geçenlerde ilköğretim 6.sınıf bir kızla konuştum.Bana dediki;'' gitar çalmak istemiyorum ama gitar çalmak zorundayım.Çünkü annemler bunu yapmamdan hoşlanıyorlar.Ve annemlere 4.sınıftayken seyrettiğim bir filmden etkilenip cerrah olmak istiyorum dedim.Ama şimdi istemiyorum ve bunu onlara söyleyemiyorum.'' dedi.Çok üzüldüm.Sizce de çocuklarımızın sırtına taşıyamayacakları yükler yüklemiyor muyuz?
30 yaşıma gireceğim çok yakın bir zamanda.Çocuğum yok.Ve bir çocuk sahibi olmaktan çok korkuyorum.O kadar çok şey gözlemleyebiliyorum ki.Özellikle yaşadığım çevrede.Ya ben de anne olmanın dayanılmaz vefakarlığına kapılırsam ve bahsettiğim çocuklar gibi çocuk yetiştirirsem diye korkuyorum. Korkunun ecele faydası yok elbette ama.

Üzülüyorum.Kendi kendimize ve çocuklarımıza ettiklerimize.

12 Aralık 2007 Çarşamba

DOSTLUK GÜZEL GERİSİNİ BOŞ VER

Yağmur yağmıyo diyenlere inat mı bu kış yağmurdan güneşi göremiyoruz bilmiyorum ama bu yaz sonu da suyumuz kalmadı diye bağırırlarsa pes diyeceğim artık.
Dün akşam her hafta buluştuğum dostlarımla yemeğe çıktım.Biz daltonlar her hafta Cuma buluşuruz aslında ama, bu hafta geçen haftayı işlerimiz nedeniyle es geçmek zorunda kaldığımızdan Salı buluştuk.Bazen yemek yeriz,bazen ev ziyareti yaparız ama mutlaka görüşürüz.Bu çılgın ve de şaşkın kızlar benim ilkokuldan beri tanıdığım ama samimiyetimizin ortaokul ve lise dönemlerinde pekiştiği yegane dostlarım.Neler yaşadık biz bu cadılarla. Evden mi kaçmadık partilere gideceğiz diye,birbirimizi mi idare etmedik erkek arkadaşlarımızla buluşabilelim diye.Ölümlerden bile döndük.Yüreğimizin ağzımıza geldiği çok zaman yaşadık yani.Ama hepsi güzel anılar olarak resimlerde kaldılar.Şimdi hepsi evli,birinin çocuğu var bir diğeri hamile vs.vs. Bazılarımızın kocası diğerinin kocası ile fikir ayrılığına düştüğü için eşli görüşmeyi pek tercih etmiyoruz.Ama nadiren kahvaltı ve evlerde yemek olduğunda katlanıyorlar:)
Onlar benim annem,kardeşim,ablam,doktorum,öğretmenim herşeyim yani.Ben de onlar için tabii. Bazen hiç kimsenin bilmediği sırları , bazen dedikoduları , bazen de üzüntülerimizi , sıkıntılarımızı ,bazen sevincimizi paylaşıyoruz onlarla.Farklı yerlerde yaşamış olsakta zaman zaman biraraya geldiğimizde kaldığımız yerden devam eder dostluğumuz.Yollar yıllar bizi hiç ayırmamışcasına.
Depresif bir gün geçirsem hemen ararım , msn de yazışırız yada buluşuruz.Bilirim ki derdime derman olacaklar.Moralimi düzeltecekler.
Doğumgünlerimiz bile biri hariç sırayla.
Şimdi en büyük derdimiz tasamız ilerde bizim çocuklarımız da arkadaş olupta bizi uyutmaya kalkarlar mı?Yemeyiz sanırım ama, göreceğiz.
Kendimi çok şanslı hissediyorum.Çünkü hayatımda onların yerini hiç kimse tutamaz biliyorum. Cadolazlar iyiki varsınız ve iyi ki hep yanımdaydınız ve yanımdasınız.Siz olmasanız dünya bir parça eksik kalırmış.
Gerçektennnnnnn:)

10 Aralık 2007 Pazartesi

BALIK

Eşim balıktan 4 kg luk bir akya ile döndü arkadaşlar.Bir orta boy çöp poşeti mercan da KDV'si.Yani değdi bu sefer gittiğine.Gelince uykusuzluktan bayıldı ama olacak o kadar:)
Yine temizlemek yengeme düştü .Bende başında bakıyorum,nasıl ayıklandığı konusunda bir fikrim olsun en azından diye.Yengem bağırsak bölümünü temizlerken ben fenalaştım yine. Galiba beni kan tutuyor.Aslında öyle çok nazlı,narin bir kızda değilim ama . Ne oluyorsa artık.
Balığa mı ne oldu? Ne olacak kalabalık bir aile toplantısı yapıldı ve artık yok:)
Buralarda meşhur,genelde büyük balıktan yapılan , yedibaharlı adı verilen bir balık yemeği oldu kendileri. Çok da güzel oldu,pek de güzel oldu.
İyi Haftalar efendim herkese.Havalar güneşli olmasa da bugünlerde,bizim içimizin güneşi sıcak ve parlak olsun efendim.

7 Aralık 2007 Cuma

Güneş

Güneşli,sımsıcak bir kış günü yaşıyoruz.Deniz pırıl pırıl oynaşıyor.Kış değilde bahar gibi. Günlerden de cuma olunca.Bir başka güzel oluyor sanki.Umarım haftasonuda bu kadar güzel olur hava.
Eşimin yoğun ve uzun uzun yaptığı görüşmeler neticesinde artık bir işi var.Ya evdeki işleri kim yapıcak ki şimdi:)
Ama yaklaşık 2 aydır yatınca öğlenlere kadar,sabahları erken kalkmak oldukça zor geliyor. Her akşam ''kahvaltı yapalım sabah'' diyerek yatıyoruz ama ne ben ne de eşim kalkamıyoruz.Bunu nasıl aşacağız bilemiyorum.Kahvaltı en sevdiğim öğün ama uykumdan fedakarlık edemiyorum. Geçiştirmek zorunda kalıyorum ekmek arası peynirle falan.Yine ben ofiste bir şeyler yiyebiliyorum. Ama onun için biraz daha zor.Bir çözüm bulmam gerek bu işe.Tembelliği bırakmalıyım en kısa zamanda.
Eşim iş için kalkamıyor ama balık dedin mi tüm akan sular duruyor.Cumartesi günü saat 05.00 te balığa gideceklermiş.O saatte nasıl kalkabiliyor, Cuma gecesi geç yatmamıza rağmen onu anlayamıyorum.En sevdiği hobisi balık tutmak olunca insanın kalkabiliyor demek ki.Hiç üşenmiyor.Gecenin bir yarısı canı sıkılınca bile kalkıp giyinip evin önündeki iskeleye gidiyor.Ne o balık yakalıyacak.
Gene o balıkları yakalıyor,babam yada yengem balıkları temizliyor.Ben yumuşak omurgalı hiç bir şeye dokunamıyorum.Kuş,civciv,balık,kedi... Bu liste uzayıp gidiyor.Bir kaç kere temizlemeye çalıştım ama yüzüm bembeyaz olunca şaka yapmadığımı anladılar neyse ki. Ayıklayamam belki ama denizden ne çıksa yiyen bir tipim.Allahıma bin şükür.
Herkese güneşli haftasonları diliyorum.

5 Aralık 2007 Çarşamba

Yoğun ve yorgun

Yıl sonu geldi çattı.İşler çok.Ama yapasım yok.Biraz ordan biraz burdan .Offfff ne zormuş yahu.Biraz erken çıkmalı bugün.Biraz yatıp dinlenmeli.
Pazar akşamı İzmir'e gittim.Ve Salı akşamı geldim.Aslında bu onun tembelliği.Pazartesi sanıyor yavrum beynim bugünü.
Ohh canıma değsin koştur koştur da olsa gezdim tozdum.
Bazen kalabalıklara karışmakta iyi geliyor.
Eski işyerime uğradım.Sevindim sevildiğime,unutulmadığıma.
Ama bir garibim bugün.Nötrüm hayata.Hiçbir şey hissetmiyorum yani.Ne garip geceyle gündüz gibi insanoğlu.Bir günümüz bir günümüzü tutmuyor.
O haldır haldır gezen kişi ben değilim sanki İzmir'lerde.Yaaa elimi kaldıracak halim yok,kalkmış bide yazmaya çalışıyorum.
Yoğunum ve yorgunum şekerler:)