29 Mayıs 2008 Perşembe

Huysuz Kızın Huysuz Akrabaları

Hayatta bazen akrabalarınızın aslında sizden ne kadar uzak olduğunu düşündünüz mü? Bazen arkadaşlarınızın size daha yakın olduğunu farkettiniz mi?Aslında ne kadar da yalnızız şu koca dünyada.Şu koskocaman dünyada insanların neyi paylaşamadığını çoğu kez anlamasamda ben saf.İnsanlara inanıyorum.İnanmakla hata yaptığımı düşünmüyorum.Ama bazen kullanıldığımı düşünüyorum.Benim çağırsa iki elim kanda olsa gidebileceğim akrabalarım nedense ben bir şey isteyince işi yokuşa sürüyorlar.Saf mıyım neyim.Kolayda affediyorum.Kimseyle küs kalamıyorum.Kalmadım da şimdiye kadar.Arada bir eşime tavır yaparım.Ama haklıyımdır ve en fazla 15 dk sürer.ÜFFFFFFFFFFF insanları anlamak zor.Olduğu gibi kabullensem beni tüketiyorlar.Nasıl olcak bu mevzular.
Ama akraba olmadığın insanlarla böyle bir problem yaşamıyosun pek.Ne zaman istesen yanındalar.Gece ara yataktan kalkıp gelirler.
Bu akraba olmakla mı ilgili yoksa insanların karakterleriyle mi? Yok canım akrabaların hepsinin mi karakteri bozuk.
Neyse ne.Kafam dalgın.Yazsam birbiriyle bağlantısı olmayan sürü ile şey yazabilirim.Ama saçmalamıyım en iyisi.
Aşağıdaki şarkı sözüylede yazımı noktalıyorum.

Nasıl bir kalp bıraktın
Bilir misin ardında
Bilir misin kırılan
Kalpler düzelmez asla
Dönüpte hiç baktın mı
Merak edip arkana
Eden bulur güzelim
Kalır sanma yanına

27 Mayıs 2008 Salı

İşlerrrrrrrrrrrrrrrrr

İşler o kadar çok ki:( Bu aralar başa çıkamıyorum.Havalarda ısındı.Çalışmak zaten zor.Ama yılmadan çalışmak işleri bitirmek lazım.O yüzden bir süre müsade bana:)

9 Mayıs 2008 Cuma

DÜŞÜN DÜŞÜN :)

Dünya ne garip!Dün yağmur yağıyordu,bugün denize girilir.Pırıl pırıl umudumu destekleyen bir hava dışarda.HImm ne umudu mu? Hayatın daha güzel olacağına dair taşıdığım umud.Artık ülkemde bir şeylerin değişeceğine dair taşıdığım umud:/
Ne güzel olurdu,ülkemde siyasiler yalan söyleyince,yolsuzlukları ortaya çıkınca istifa etse.(Yani bazı ülkelerde olduğu gibi harakiri yapsınlar demiyorum bak)Yada yandaşlarını(Kibarcası)barındırmasalar yanlarında,herkes eşittir deseler.Yanlış politikalarla ülkemin hem prestijini hem de topraklarını kaybettirmeseler.Argo terimler kullanmasalar.Üreticiyi mağdur etmeseler.Doğru yolda ülkeyi geliştirmek için çalışanlara köstek olmasalar.Halkın temsilcileri olduklarını,seçilen olduklarını unutmasalar.Onları seçen halka sırtlarını dönmeseler.Halkın içinde olduğu maddi sıkıntıları,işsizliği görmezden gelmeseler.Dış borcumuzun arttığı gibi,insanlarımızın borçlarının da gitgide arttığını görseler.Ama borcu artan insanlarımızın intihar ettiğini de düşünüp kendilerine pay çıkarsalar.Değil 3 çocuk 1tanesinin bile fazla geldiğini bilseler.Ülkenin borçlarının stratejik konumdaki yerleri satarak,özel--leştirerek kapanmayacağını farketseler.Altın arama izni vermeyerek ormanlarımızı korusalar.(Çocuklarımıza yeşil bir ülke bıraksak)Hormonlu ilaç kullanımını yasak etseler.(Bizde hormonsuz sebze,meyva yesek)Çıkardıkları ya-salarla halkı mağdur etmeseler.Tüccarı,esnafı ya-salarla ezmeye çalışmasalar.Daha çok hastane ve okul açsalar.Bu okullarda ezbercilikten uzak eğitim verseler.Bu hastanelerde parası olmayanları rehin almasalar,tedavi etmekten kaçınmasalar.Vs Vs...

Bu liste sonsuza kadar uzar gider.Ama önce eğitimden başlamak lazım işe.Cahilliği en önemliside cehaleti silmek lazım ülkemin topraklarından.

5 Mayıs 2008 Pazartesi

Ordan Burdan

Şenlikti,bayramdı derken yazmaya epey bir ara verdim.Tabii bunda eşimin gıda zehirlenmesi hadisesini yaşaması,hastane ve serum maceralarımızda cabası.Neyse şimdi iyi.En önemliside bu.Ama size önemli bir bilgi vermek isterim.Eşim balıktan zehirlenmiş.Ama balığın ne kokusunda,ne renginde herhangi bir gariplik yokmuş.Sonradan öğrendiğimize göre,bazı balıklar gayet taze ve sağlıklı olmasına ve görünmesine rağmen içinde bir takım bakteriler barındırırmış.Bu her zaman olmazmış ama bize denk geldi.Bu bakteriler balık pişse dahi içinde kalırmış.Bu da zehirlenmeye neden olurmuş.Yani benden söylemesi.Şans buda herhalde.
İşler de yoğun bu aralar.Tabii bunda baharın bizi yavaşlatmasınında etkisi var.Bahar mı dedim pardon burada resmen yazı yaşıyoruz.Kışlıkları kaldırdık çoktan.Hatta bu Pazar denize gidecektik ama Cumartesi arkadaşlarla sabahlara kadar birlikte olunca uyku daha cazip geldi.
Her yaz başı yazları çalışmak istemediğimi farkediyorum ama bu mümkün değil.Tembellik gelip oturuyor vücuduma.Ne zaman gider ki?
Bu aylarda en sevindiğim şey taze meyva ve sebzelerin çoğalması.Taze patates,taze yaprak,taze bezelye,taze bakla,çilek,erik...Ne zaman bunları alsam mutlu oluyorum.Kendimi de tazelenmiş hissediyorum ondan olsa gerek.
Neyse şimdilik hadiseler böyleyken böyle.
Son bir şey daha var aslında eklemek istediğim.Ben istiyorum ve diliyorum ki, bayramlar bayram gibi yaşansın artık Türkiye'de.