27 Mart 2008 Perşembe

SOBE


Sobe Konusu:
1- Banner
2- "Çocuk istismarını durdurun"sloganının yazıda geçmesi
3-Çocukluğunuzda hatırladığınız ilk şarkı ve şu anda size hissettirdikleri

2- Ne kötü değil mi birilerinin birilerinden yararlanmaya çalışması ya da ona acı çektirmesi.Özelliklede bu bir çocuk olursa.Bir çocuğun eline şakadan vurduğun zaman bile o küçük dudağı nasıl da sarkar ,inanamayan gözlerle bir sana bir eline bakar acımamıştır belki ama ,o boncuk gibi yaşlar gözlerinden akmaya başlar.Ben bu görüntüye bile dayanamıyorum.Kimbilir ne fırtınalar yaşıyor içinde,o beyninde.Ama insan demekten hoşlanmadığım bazı yaratıklar malesef bu durumun farkında bile değil.Kaç kez bir çocukla annesinin arasına girip kafama terlik ayakkabı yemişliğim var anlatamam.Elbette çocuk istismarının bir çok çeşidi var.Sadece dayak değil.Ama ne olursa ,nasıl olursa olsun bu ÇOCUK İSTİSMARINI DURDURUN.Çocuk istismarını durdurmak ancak eğitimle ve toplum bilinçlenmesi ile sağlanır.
3- Çocukluğumdan 2 şarkı hatırlıyorum.Aslında hatırlamam enteresan çünkü şarkıların çıkış tarihleri 1980 li yıllar yani ben 2-3 yaşlarındaymışım.Herhalde ailemde bu şarkıları daha sonraları da dinleyen vardı.Küçücük bir çocuğun hafızasında bu şarkıların kalmasının başka bir açıklaması yok çünkü.
Neyse çok uzatmayalım şarkıların ilki PETROL,hani Ajda'nın Eurovisyon şarkısı.Diğeride Er-ol Ev-gin'in (bu arada kaç yaşıma kadar hatırlamıyorum ama AŞKIM dı o benim)Yas tutmasın gönüller,ağlamasın bülbüller,açsın rengarenk güller,düğünümüz var dostlar... şarkısı.Bana o eski günleri hatırlatıyor.Düğünümüz var dostlar şarkısını her dinlediğimde ilkokulda ki bir görüntü aklıma geliyor.Günlerden Cumartesi,okulda matematik kursundayım.Çıkışta babam beni motorsikletle almaya geliyor.Hiç unutmam rengi fıstık yeşili motorun.Onun arkasına biniyorum ve rüzgar yüzüme vurmasın diye babamı siper yapıyorum kendime.Ve bu şarkıyı söylüyorum giderken yolda.Ayrıca amcamın kızlarının genç kızlık dönemi o zaman ben küçük bir kız çocuğu.Onlara hayran.Uzun tırnakları,kırmızı ojeleri,topuklu takunyaları,kendilerinin diktikleri kıyafetleri,Hey dergileri,sabah kahvaltılarında açılan o eski radyo...Birde elimde fırça ayna karşısında üzerimde annemin giysileri bu şarkıları söylediğim günler.Eskide kalan her şeyi özlüyorum.O her şeyin doğal olduğu,şehirleşmenin bu kadar yaygın olmadığı,dostluğun yaygın olduğu günleri özlüyorum:/

Hiç yorum yok: