31 Ekim 2007 Çarşamba

İçimden sessizce geçenler

Siyasi lakırdılar etmek istemiyorum aslında ama içim de elvermiyor gündeme değinmeden geçmeye.Görmemiş gibi yapmaya.Benim de kardeşim asker.Doğuda değil belki, ama yinede düşünebiliyorum hissettiklerini tüm asker yolu bekleyenlerin.Bende katılıyorum yürüyüşlere ben de haykırıyorum "Şehitler Ölmez,vatan bölünmez "diye.Belki bir nebze destek olabilmek için yakınlarına.Onlar için bir şeyler yapabilmek için.Belki de emperyalizmin kucağına düşmüş ruhum biraz olsun kurtulmak istiyor bu vicdan azabından.Bilemiyorum.
Öylesine esiri olduk ki dizilerin şimdi bu yaşananlar gerçek mi yoksa dizi mi anlayamıyoruz.Gerçi bir senaryo olduğu aşikar ama...
Ey Türk halkı ,ne olur 1.vazifeni unutma...

25 Ekim 2007 Perşembe

BOŞLUK

Güzel şeyler yazmak istiyorum.Kuşlardan , böceklerden ,çiçeklerden ,yağmurdan ,toprağın kokusundan bahsetmek istiyorum.Ama olmuyor.Çok mu etkilendim bu sonbahardan bilemiyorum.Herşey üstüste geldi galiba.Sonbahar , eşimin işi ,şehitlerimiz ,sınır ötesi operasyon dalgaları beni fazla sarstı.Haber seyretmeyi yasakladım kendime.Ağlamaktan mecalim kalmadı çünkü.Bayrak görsem gözlerim dolar hale geldim.
Kısa zamanda toparlanmayı istiyorum.Kendime güzel uğraşlar bularak beynimi rahatlatmak istiyorum.Nasıl bir uğraş bulacağımıda bilemiyorum.Küflenmiş bıçak gibiyim desem ,çok mu ilginç bir benzetme yapmış olurum.Öyleyim işte,işe yarayan bir aletim ama...
Neyse bir lodos lazım şimdi bana ,bir kürek bi kayık ,zulada bir kaç şişe yakut yer gök kırmızı.
Söverim gelmişine geçmişine ayıpsa ayıppppppppppppp...

22 Ekim 2007 Pazartesi

Taziye

Karanlık bir çukura doğru kaydığımızı hissediyorum.
Ellerimiz kollarımız bağlı,ağzımızda bir bant.Gözlerimden yaşlar süzülüyor,içim parçalanıyor ama sesim çıkmıyor.Tüm Türkiye karalar bağladı.Tüm Türkiye'nin içi kan ağladı.Kulaklarımdan anaların,eşlerin çığlıkları hiç gitmiyor.Başımda bir ağırlık ,içimde derin bir boşluk.Türkiyem aldanma demek istiyorum.Aldanma oyuna gelme.Kardeşi kardeşe vurdurtmak ,Türkiye'yi kendi çıkarları için kullanmak isteyen dış güçlerin oyununa gelme.Çocuklarına geleceğine sahip çık.Savaş bir gelecek vadetmez kimseye.Yaralı bedenler,anasız evlatlar,evlatsız analar ve daha nicelerini bırakır.Savaş bir başarı da değildir.Birilerinin canını alarak,birilerini kimsesiz öksüz vatansız bırakarak alınan zafer midir?Türkiyem sen yüzyıllardır bu oyunlara tanık oldun.Bir kez daha son kez daha soğukkanlı davran.Kana kan intikam intikam değil bu çığlıklar.Feryatlar artık Mehmetler ölmesin Vatan bölünmesin çığlıkları.Dostça , kardeşçe yaşama çığlıkları.
Türkiyem başın sağolsun.

11 Ekim 2007 Perşembe

Nutuk Ve Bayram Kutlaması

GENÇLİĞE BIRAKTIĞIM EMANET
Saygıdeğer Efendiler, sizi günlerce işgal eden uzun ve teferruatlı nutkum, nihayet geçmişe karışmış bir devrin hikâyesidir. Bunda milletim için ve gelecekteki evlâtlarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek bazı noktaları belirtebilmiş isem kendimi bahtiyar sayacağım.
Efendiler, bu nutkumla, millî varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin, istiklâlini nasıl kazandığını, ilim ve tekniğin en son esaslarına dayanan millî ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım.

Bugün ulaştığımız sonuç, asırlardan beri çekilen millî felâketlerin yarattığı uyanıklığın eseri ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir.

Bu sonucu, 'Türk gençliğine emanet ediyorum.

Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

İYİ BAYRAMLAR EFENDİM.

8 Ekim 2007 Pazartesi

SÖZE GEREK VAR MI?

GİDEMEM
bazen daha fazladır herşey
bi eşikten atlar insan
yüzüne bakmak istemez yaşamın
o kadar azalmıştır anlam
o zaman hemen git radyoyu aç
bir şarkı tut yada bir kitap oku
mutlaka iyi geliyor
yada balkona çık bağır bağırabildiğin kadar
zehir dışarı akmadan yürek yıkanmıyor
ama fazlada üzülme hayat bitiyor bir gün
ayrılıktan kaçılmıyor
hem çok zor hemde çok kısa bir macera ömür
ömür imtihanla geçiyor
ben bu yuzden hiç kimseden gidemem gitmem
unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir
acının insana kattığı değeri bilirim küsemem
acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir
bi şiirden bi sözden bi melodiden bi filmden
geçerip güzelleştirmeden can dayanmıyor
yıldızların o ışıklı fırçası azıcık deymeden
bu şahane hüzün tablosu tamamlanmıyor
SÖZ-MÜZİK:SEZEN AKSU

3 Ekim 2007 Çarşamba

Ölmek uyumaktır aslında hiç uyanmadan

21/08/2007 tarihli yazımda hastalığından bahsettiğim Halamız hayata gözlerini yumdu.Allahım bizlere ama en çok eşine ve çocuklarına sabır versin.
Tam 1 yıl olmuştu teşhis konulalı.Son zamanlarda artık iyiden kötüydü.Morfin bantları,morfin iğneleri acısını dindiremedi.Aslında kurtuldu ebediyete kucak açarak.
Allahım günahlarını affetsin ve cennetinden onada bir yer nasip etsin.Amin.