30 Kasım 2007 Cuma

Sözün bittiği yer

Ülkemin yüzü ne zaman gülecek?Ne zaman ohhh bugün de hiç bir şey olmadı diyeceğiz.Evet şimdi sözün bittiği yerdeyiz.Tüm Türkiye'nin başı sağolsun.Yakınlarına Allah'tan sabır,Uçak kazasında hayatını kaybeden herkese de Allah'tan rahmet diliyorum.

Müzik,Rakı Ve Babam

Yaşıma göre biraz alaturkayım galiba.Türk sanat müziği dinlemeyi seviyorum.Söylemeyi de sesime rağmen. Ne yapayım yabancı müzik pek ruhuma hitap etmiyor.Dinlemiyor değilim ama Türk Sanat müziğini tercih ederim.Ahhh şöyle güneş batmak üzereyken hele bir de fasılla bir kadeh rakı içmeye asla hayır demem.Hele güzel dost sohbetleri varsa masamda değmeyin keyfime.
Bu olayla ilgili aklıma gelen komik bir hikayem var.Anlatsam dinler misiniz?
Efendim eşimle çıktığımız nice zamanlardan sonra nişanlılık arifesine geldiğimiz zamanlar.Neyse ailecek geldiler,istediler ,yüzükler takıldı.Ertesi gün yemeğe gideceğiz, tarih 14/07/2001 .Gündüz denize girildi.Akşamüstü güneş battı batacak,gökyüzü güzel bir kızıllığa bürünmüş,masalara oturulmuş,rakılar söylenmiş.Fonda güzel bir sanat müziği.Her şey tamam yani.Kayınpederim ,kayınvaldem ,eşim ,kardeşi ve biz bütün aile masadayız.Rakılar kondu.Kadehler yeni nişanlıların şerefine kaldırıldı. Birer yudum alındı.Ve benim babam dedi ki '' .... Bey, bakın daha iş evliliğe dökülmeden benim size söylemek istediğim önemli şeyler var.''
Ben şokkkk.Acaba ne diyecek diye.Babam tırsını bozmadan devam etti.'' Biz kızımızı rahat yetiştirdik.Üniversitelerde okuttuk.Benim kızım gezer tozar,giydiğine giymediğine bugüne kadar karışmadık. Hiçbir konuda zorlamadık.Kendi kararlarını kendi versin istedik.'' dedi.
Ehh buraya kadar her şey güzel ve de normal.Sonra efendimm'' Kötü taraflarıda yok mu? Var tabiii.İnatçıdır,asidir ha birde sünger gibi de içer.Başta herşeyi açık açık söyleyeyim '' dedi.Ve benim bittiğim an bu andı:)
Eşimin ailesini yeni tanıyosun , şimdi edilecek laf mı bu. Masadaki herkes birbirine baktı.Ben kadehden aldığım bir yudum rakıyı yutsam mı yutmasam mı derken,masadaki herkes gülmeye başladı.Şimdi gülüyorum bu olaya tabii.Ama o zaman şok geçirmiştim.
Sonradan düşündüm ki herhalde babam beni evlendirmek istemedi.
Babam ilkokul mezunudur.Ama bizi yetiştirirken çok özgür bıraktı.Kendi kararlarımızı hep kendimiz aldık ,o ve annem de destekledi.İlk rakımı o koydu Üniversiteyi kazandığım gün önüme.İç bakalım dedi.Nasıl olsa içip deneyeceksin.İçte göreyim ne kadar maymun olacaksın dedi.Ve ben içtim ve hiç maymun olmadım.(En azından onun yanında:))
Ne günlerdi 26/10/2002 tarihinde evlenipte ayrılma vakti geldiğinde ne zor gelmişti. Onları bırakıp başka şehre gitmek çok zordu.Canımdan can aldılar sanki.3,5 saatti aramızda yani.Ama gidene kadar ağlamıştım. Ama şimdi yine biraradayız çok şükür.Allah ayırmasın efendimmm.

29 Kasım 2007 Perşembe

Hayatı SEVİYORUM

Hayatta yazılması gereken ne kadar çok şey var.Yazılması, hatırlanması,tekrar tekrar yaşanılmasını istediğimiz ne kadar çok an var hayatta.Bazen sıkılsakta üzülsekte aslında ne kadar da hızlı arkamızda kalıyorlar farkında mısınız?Ama mutluluğu ne kadar uzun süre taşıyoruz aklımızda ,kalbimizde.Bazen yüreğim dışarı çıkacakmış gibi kabarıyor mutlu olduğumda.Geçici bir süre sarhoşluk yaşıyorum sanki.Mutlu olmak ne kadar kolay aslında tüm hayata rağmen.Sevdiklerinin yanında olması,sevildiğini bilmek.Sıcak bir sobanın başındasın ve dışarda fırtına var gibi.Bugünlerde yaşadığıma özellikle de bu şirin ilçemde yaşadığıma şükrediyorum.Sabah erken saatte limanda yürüyünce denizi ve güneşi görmek o temiz havayı içime çekmek.İçimi ısıtıyor adeta.
Başıma gelen beni huzursuz eden her olayda da telkin ediyorum kendimi.''Sakin ol,telaşlanma'' diyorum.''Ne acıtabilir ki canını daha fazla.''Ve hemen koşuyorum beni seven insanların yanına.
Sığınıyorum onlara.Gülüyoruz,eğleniyoruz.Sakinleşiyorum.Onlar yanımdayken korkmuyorum.
Mutlu olmak lazım hayatta.Çünkü hayat o kadar kısa ki.Çalışmakla ,didinmekle geçiyor yıllarımız.Biraz ara verip soluklanmak gerekir hayatta.Hem kısa molalar her zaman güzeldir.Tadı damağınızda kalır.
Bugün çok seviyorum hayatı.Aslında her zaman seviyorum ama bugün önemli hiç bir şey olmamasına rağmen seviyorum.
Darısı herkesin başına.

28 Kasım 2007 Çarşamba

Babam bir alemmm:)

Babamın World puanlarının harcanası gelmiş.Babamda world puanları kırmayarak bana katı meyve sıkacağı almak istediğini söyledi.Malum bahçemizde istemediğiniz kadar elma var.Bunlar nasıl tüketilecek.Efendim gittik world puanlarımızı çatır çatır harcadık.Ben bir de yanına ütü ekledim.Aldık geldik.Neyse babam ilk denemesini dün akşam yapmış.Bugün sabahta ben işe gitmeden evvel kapısını çaldığımda "Dur! sakın bir yere gitme" dedi.Ben şaşkın şaşkın bakarken elinde bir bardak elma suyu ile geldi."Şimdi sıktım iç bakalım beğenecek misin "dedi.Neyse efendim ben içtim." Güzel olmuş.Eline sağlık."dedim."Ama hazır aldıklarımıza benzemiyor ,çok özlü."dedi:o Ben şaşkın " E tabi benzemiyecek o yüzden sıkıyoruz ya ,doğal olsun diye"dedim."Olsun ben gene de sıktıktan sonra çay süzgecinden geçireceğim"dedi.Sen bilirsin demekten başka çarem yoktu.Bu aralar meyve suyuna taktık.Nar,portakal,elma... Bir kaç ay evvel de turşu yapımına takmıştı.Daha önce şişe şişe domates yapımına,zeytin yapımına ...
Emekli olunca hayat daha bir zor anlaşılan.Bütün kış hazırlıklarını babam yaptı yani sağolsun.
Bazen kızsamda ,beni çileden çıkartsada yada ben onu(ben babama benzediğim için ikimizde biraz inatçıyız da),süslü laflar edemem ben edemiyorum ,yani babacığım ,canım ciğerim diyemiyorum.Ama bunlara gerek yok ki.Çünkü ben babam olmasaydı ne yapardım bilemiyorum.İyi ki varsın babam.İyiki hep yanımızdasın.İyi ki kaprislerimin hepsine söylensende katlanabiliyorsun.Pek belli edemesemde pek söyleyemesem de SENİ SEVİYORUM. Biliyorsun değil mi?

19 Kasım 2007 Pazartesi

SEL FELAKETİ

Kabus malesef gerçek oldu.Sel bastı şirin ilçemi.Her yer çamur deryası.Bir çok tanıdığım insanın evi selden nasibini aldı.Bizde bir şey yok çok şükür.
Yerinde duramayan ben ve eşim o sabah kahvaltıya gittik amcamlara efenimm.Şar yağmura bakmadan.Gittik ki kahvaltıya oturabilmek ne mümkün.Çiçeklik su ile dolmuş taşmış ilk kat olan eve su girmesine ramak kalmış.Hemen sıvarsın paçaları evet yanlış duymadınız kolları değil efenim paçaları.Girersin suyun içine giderleri kontrol etmeye.Biz 6 kişi birimizin elinde demir kazık diğerimizde çapa,keser çiçeklikte delik açmaya çalışıyoruz ki su aksın gitsin.Tabii hepimiz denizden çıkmış balık gibi olduk sonunda ama sorunu çözdük.Eve su giremedi.
Neyse efenim üstümüzü değiştirmeye gittik üst kattaki kuzenlere.Eve girer girmez herkes çığlık çığlığa . Su sesinin geldiği yöne doğru.Sanırsınız yağmur evin içinde yağıyor.Salona girdiğimizde ne görelim evde küçük bir şelale oluşmuş.Klimanın içinden oluk oluk su akar durumda.Kovalar leğenler ne olduğunu anlayana kadar altına ama nafile her yer su.Neyse efenim klimanın dışarı su atan borusu balkon giderlerine bağlanmış.Fazla yağmurla tıkanan giderlerde klimanın borusundan içeriye fazla suyu atmış efenim.Boruyu sökmemizle durdu ama yerler duvardan duvara halı ,işimiz iş yani.Neyse öylece bıraktık halıyı gittik kahvaltı yapmaya.Gün uzun belli oldu bize tatil haram.Güzell ve uzunn bir kahvaltı yaptık öncelikle.
Sonra halı temizlendi mobilyalar kaldırıldı.E hazır mobilyalar kaldırılmışken evin dizaynından sıkılan ev sahibesi buyurdular ki'' Evin dizaynı değişe''.EE değişti tabi emir büyük yerden.Uleeeen yeter ama dedim sonunda.Tatil günü oldu işkence günü.Mola dedim kahve molası.Neyseki efenim bir kahve molası verdirebildim:)
Ama bugün efenim her yerim tutulmuş durumda.Halı yıkama makinesi kullanmak ta zormuş efenimm.Yorgun ve de argın haftanın ilk gününe başladık neyse.
Hayırlı haftalar selsiz normal yağmurlu günler herkese.
Not.Yazar mısın sen '' yağmur güzeldir,hele ıslanmıyosanız daha güzeldir '' felan fişmekan diye.Al işte .Sudan çıkmış balık yaptı yağmur seni.Neyse efenim Allah hepimizi doğal afetlerden uzak günler nasip etsin.

14 Kasım 2007 Çarşamba

Yağmur

Yine yağmur yağıyor.

Hasretle beklediğimiz,susuz kalmaktan korktuğumuz bir yaz sonunda yine

yağmur yağıyor.

Bereket yağıyor eskilerin deyimiyle.

Böyle günlerde sıcacık bir evde üzerimde battaniye ,elimde bir bardak çay ve güzel bir kek yada kurabiye kokusu ,e televizyondada eski bir Türk filmi olursa daha ne isterki gönül.

Koskocaman bir pencereden ormana yağan yağmuru yada denizi seyretmek, çıtırdayan bir şöminenin başında şarap içmek de hiç fena olmaz aslında.

Yağmur güzeldir.

Çalışırken de , ne kadar çok ne kadar hızlı yağarsa yağsın ıslanmayacağını bilmek güzeldir.Huzur verir.

Hele yağmurdan sonraki toprak kokusu daha da güzeldir.

Ama yağmur bugün burada olduğu gibi hiç durmadan yağıpta sel felaketinin eşiğinden dönülürse kabus olur kabus.

8 Kasım 2007 Perşembe

Şaka olmalı

Çok güzel bir hafta sonu geçirdim.Yenilendim sanki.Ne kadar çok seviyorum bahçeleri bir bilseniz.Sabahın erken saati kalkıp bahçeyi dolaşmayı, huzur içinde meyveleri toplamayı,o sessizlikte kafamı dinlemeyi.Hele birde bir gün evvel yağmur yağmışsa ve yapraklarda damla damla sular varsa değmeyin keyfime :) İşte Huzur budur.


Biz(yani ailem) sanıyorum gelişime ayak uydurmamıza rağmen, topraktan asla vazgeçmeyenlerdeniz.


Narenciye ,üzüm,ceviz,zeytin,nar,armut,vişne,ayva(hemde 2 ton kadar meyva veriyor),incir,elma,erik... ağaçlarımızın yanında kendi dometesimizi ,patlıcanımızı ,biberimizi ,kerevizimizi, kabağımızı(hem tatlısını hem tuzlusunu) ....yetiştiriyoruz.Pazara çıkmıyorum pek anlayacağınız:)


Bunların hepsi umarım çocuklarımada miras kalır.Umarım onlarda bunun kıymetini bilirler.


Çünkü artık toprakla uğraşan insan sayısı zaman içinde gitgide azalıyor.Kendi ürününü üreten anlamında tabiiki.Eskiden babannemin yada aneannemin evinin hemen önünde küçük bir ekili alanı olurdu.Sık kullanılan sebzeler için.Zaten üzüm her evin önünde vardı. Çardaklara sardırılırdı gölgesinden faydalanmak için.Yaprakları zaten tartışılmaz lezzetli.Ama şimdi koca koca apartmanlar sadece boya ile renkleniyor.


Ben hiç hazır zeytin yememiştim ta ki üniversiteye gidene kadar.Gerçi şimdide yemiyorum ama ara sıra alırdık üniversitedeyken dışardan.


Ne garip eskileri özlüyor insan .Bunca çeşite rağmen babannemin yaptığı peyniri,anneannemin pişirdiği bazlama yı özlüyorum.



Üstteki yazımı yazdıktan sonra öğrendiğim ben ve ailem için üzücü olan olay hakkında da bir kaç cümle etmek istiyorum.Bazen insanı dinden imandan çıkarıyorlar yahu.

Eskileri yaşatamıyoruz malesef.

Yaşatamadığımız gibi teknolojiye de yenik düşüyoruz,düşürülüyoruz.Bizim epey büyük olan ayva,nar,ceviz ve elma ekili tarlamızdan doğalgaz boru hattı geçecekmiş.İnanamıyorum.
Az ilerdeki tarladan geçirin bak orası ekili değil , yok illa at gözlüğüyle bakacağız ya .Bürokrasi denen illet var ya . Bilemiyorum .Geliyolar ölçüp biçiyolar . Ne olacak nasıl olacak.Yok bizim Ankara'da tanıdığımız.Acaba ondan mı başımıza geliyor bu tarz olumsuzluklar.Daha evvel de okul yapmak için devlet arsamızı istimlak etmişti.Sonra yetmedi ilçemizin tüm yolları nedense bizim arsalarımızdan geçti.Toprakta gözümüz yok ama, o ağaçlar ne zorluklarla yetişiyor , ne kadar zaman alıyor meyve vermesi. Meyve verene kadar ne kadar çok bakım istiyor.Biliyor musunuz ?
Aklım almıyor.Ülkemde yapılan yanlışları durdurmaya ,düzeltmeye gücüm yetmiyor.
Bakalım elimizden geldiği kadar uğraşacağız ama ailem yıllardır bu durumlara o kadar alışmışki yapacak bir şey yok diyorlar.Ne yani devlet gelecek yıllardır ektiğimiz gözümüz gibi baktığımız arsamızı gene istimlak edecek ve boru hattını geçirecek.

Biri şaka yapıyor olmalı.

1 Kasım 2007 Perşembe

Mutluluk

Mutlu olacağım
Mutlu olacaklar
Mutlu olacağız