24 Eylül 2008 Çarşamba

YAĞMURLAR

Yazdan kalan son günleri yaşıyoruz buralarda.Geçenlerde radyoda dinlediğim programın sunucusu İstanbul'a yağmur yağdığını(Gerçi ondan bir gün sonra burayada yağdı)yavaş yavaş kışın geldiğini ve böylelikle sinema günlerinin başladığını söyledi.Şöyle bir düşününce yaz boyunca hiç sinemaya gitmediğimi farkettim.Doğru dedim sinema günleri başlıyor.Sonra kışa dair özlediğim bir çok şey geldi aklıma.
Yağan yağmuru seyrederken sıcak bir şeyler içmek,dışarda yağmur yağarken evde battaniyenin altında olmak ve mümkünse güzel bir film seyretmek,rüzgarlı havalarda ( kapalı bir mekanda)kabaran dalgalarıyla denizi seyretmek,kestane yemek,soğuk havalarda bir kase tarhana çorbası içmek,şöminenin çıtırtısı,kapalı havalarda eski parçaları dinleyip nostalji yapmak,yağmur dindikten sonraki havanın kokusu,berraklığı...Daha neler neler.

Her mevsimin kendine has güzellikleri var.Yazı ne kadar çok sevsem de kışın gelmesine de sevinmiyor değilim.Muhtemelen bir kaç yağmurdan sonra yazı sayıklamaya başlarım.İnsanoğluna yaranılmaz nede olsa :)

17 Eylül 2008 Çarşamba

Kriz mi Ne Krizi?

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen " Krizin dörtte birini geçtik,dalga dalga geliyor " demiş.
Ankara'dan haber yeni duyuldu sanırım.Vatandaş geçen yıldan beri bas bas bağırıyor ama devletin krizden anladığı kodaman dediğimiz kesimin krizi ise onu bilemem.Halkı her zaman yok saydıkları için.
Bulunduğum yerde turizm ile geçim sağlanıyor.Devletin istatiksel bilgilerine göre ülkemize gelen turist sayısı artıyor.Ama döviz girdisi ne durumda? Gelen turist parasının çoğunu turizm acentalarına verdiğinden buraya pek para kalmıyor.Zaten gelen turist orta halli bile değil.(İstisnalar olabilir elbette)Çoğu işsizlik parası,hastalık yardımı gibi devlet yardımlarıyla tatile geliyorlar.Ee alışverişe pek para kalmıyor haliyle.Bir de mantar gibi artan ve aynı işi yapan esnaf çok.Turizm acentaları otel,motel fiyatlarını epey kırpıyorlar(Batan acentalar ayrı bir konu)Bizler o otellerde 50-100 YTL arası konaklarken turist 10-15 sterline konaklıyor.Anlaşmalar döviz üzerinden yapılıyor.Döviz de bugüne kadar baş aşağı gidiyordu.Hal böyle olunca bu sektördeki kriz de kaçınılmaz oluyor.

Bir çok işyeri kapanıyor.Vergi borçları,kredi borçları da büyüyor haliyle.

Bana kalırsa geç bir açıklama.Daha doğrusu geç bir kabulleniş.Zira Atı alan Üsküdar'ı geçti.

11 Eylül 2008 Perşembe

Ramazan ayı ve hissettirdikleri

Ramazan ayını çocukluğumdan beri çok severim.Mistik bir havası vardır.Huzur hakimdir havaya.Yemekler daha bir özenlidir.Eş dost,konu komşu birlikte yemekler yenir.Hele pişen yemeğin kokusu hiç o kadar güzel gelmemiştir burnunuza.
Daha eskiden teravihleri bayanlar evde hep beraber kılardı.Ben küçüktüm o zaman,çok eğlenceli gelirdi onların yaptığını yapmak.Ama şimdi özlüyorum o günleri.
Hala ramazan ayı mevcut ama belki yaşadığım yerden dolayı özlem duyuyorum o beraber yenen yemeklere,kılınan teravihlere.Yaz ayında buralarda daha çok çalışılıyor.Daha geç saate kadar.Eğer dükkanınız varsa 24,00 e kadar açık tutmak zorundasınız.E dolayısıyla insanlar oruç tutsalarda evlerde yemek etkinliklerine ve teravihlere pek yer yok.
Bu sebeplerden dolayı kış aylarına denk gelen ramazan aylarına özlem duyuyorum.Yemekten sonra teravihe giden büyükleri beklemek,onlar gelmeden evvel çay demlemek,uzun uzun sohbet etmek hoşuma gidiyor sanırım.Bir de insanlar(tabii benim tanıdıklarım)ramazan ayında daha bir anlayışlı,sabırlı,özverili oluyorlar.Bu da hoşuma gidiyor.